31 Mayıs 2013 Cuma

Erken ergenlik sebebi olabilir

Acıbadem Kadıköy Hastanesi çocuk ve ergen endokrinolojisi uzmanı Prof. Dr. Serap Semiz, erken ergenliğin çocuğun psikolojik sorunlar yaşamasının yanı sıra ileride kısa boylu kalmasına da neden olabildiğini bildirdi.

Prof. Dr. Semiz, yaptığı yazılı açıklamada, çocukların ergenlik başlama yaşının genellikle anne-babanın ergenlik yaşlarına paralellik gösterdiğini belirterek, ancak bazen çocukların erken dönemde ergenliğe girebildiklerini ve bu durumun hem ruhsal hem fiziksel sağlıklarını olumsuz yönde etkilediğini kaydetti.

"ÇOCUKLARINIZI DOĞAL YOLLARLA BESLEYİN"

Erken ergenliğin tek bir nedeni olmadığı için tamamen önlenmesinin mümkün olmadığını aktaran Semiz, ancak çocukların katkılı gıdalardan uzak tutulması, sağlıklı ve dengeli beslenmelerinin sağlanması, aktivitelerinin artırılması, spora yönlendirilmesi ve cinsel uyarılardan korunmasının önem taşıdığını kaydetti.

Semiz, “Aileler, çocuklarında erken ergenlik belirtileri fark ettiklerinde zaman kaybetmeden uzman bir hekime başvurmalıdır. Çünkü erken ergenlik, çocuğun psikolojik sorunlar yaşamasının yanı sıra ileride kısa boylu kalmasına da neden olabiliyor” uyarısında bulundu.

"KİMYASALLAR DA SEBEP OLABİLİR"

Erken ergenliğin, hormonlu yiyecekler ile plastik, deterjan, böcek ilaçları ve endüstriyel kimyasallar gibi dışarıdan alınan maddelerle ilişkili olabildiğini kaydeden Semiz, hızlı boy ve kilo artışı ile cinsiyet özelliklerinin belirginleşmesiyle erken ergen olan çocukların akranlarından farklılaşmasının çeşitli sorunlara yol açtığını vurguladı. Semiz, açıklamasında “Erken ergenlikte yaşanan bir başka önemli sorun ise boy kısalığı. Cinsiyet hormonlarının etkisiyle yaşıtlarından önce hızlı boy atan çocuğun kemiklerindeki büyüme kıkırdakları erken kapanacağı için büyümesi yaşıtlarından önce tamamlanıyor ve final boyu kısa kalıyor” görüşüne yer verdi.

Bu durumda ihtiyaç duyulursa hormon tedavisine başvurulabildiğine dikkati çeken Semiz, genellikle ailelerin çocuklarına hormon verilmesine dair endişeleri olduğunu, oysa bu tedavide kullanılan ilaçların kalıcı etkileri olmadığını belirtti.

2 Mayıs 2013 Perşembe

Ameliyat olma burnun düşer




Tıpta son yıllarda kullanılan “soğuk ablasyon yöntemi” ile nefes almayı zorlaştıran ve “et büyümesi” olarak bilinen dokular, yapıya zarar vermeden küçültülüyor.
Burun içinde büyüyen dokulara 40-45 derecede ısı ile enerji verilen yöntemle, dokunun yeniden büyümesinin ve nefes almayı zorlaştırmasının önüne geçiliyor.
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Eğitim Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Murat Karaşen, Türkiye'de burun ameliyatlarının dünya standartlarında yapıldığını ifade etti. Toplumda “burun ameliyatı olma, burnun düşer” şeklinde yanlış kanıların bulunduğunu dile getiren Karaşen, gelişen teknolojiyle burun ameliyatlarında büyük başarılar sağlandığını belirtti.

Burnun ideal soluma için havanın temizlenmesi, ısıtılması, filtre edilmesi, basıncının ayarlanması ve nemlendirilmesi işlevini yürüttüğünü anlatan Karaşen, bu organın çeşitli nedenlerle bazen bu işlevlerini yerine getiremez hale gelebildiğini ve ideal solumanın gerçekleşemediğini söyledi.

Burunda oluşan sorunlardan birinin burnun iki boşluğunun arasındaki perde olan septumda doğuştan ya da kaza sonucu oluşan tek ya da çift taraflı eğrilikler olduğunu ifade eden Karaşen, deviasyon denilen bu durumun burnu tıkaması sonucu nefes almada sorunlar yaşandığını belirtti.

Deviasyonun ağır şiddette seyretmesi durumunda özellikle uyku sırasında ağız açık şekilde nefes alındığından burnun işlevini tam yürütemediğini belirten Karaşen, bunun sonucunda da faranjit, bronşit gibi enfeksiyonlardan uyku apnesine kadar giden durumların ortaya çıkabildiğini kaydetti.

YENİ TEKNİKLERLE KESİN ÇÖZÜM

Deviasyona tamponlu ve tamponsuz ameliyatlarla çare bulunabildiğini belirten Karaşen, şöyle konuştu:
“Toplumda 'burun ameliyatı olursan iki sene sonra eski haline döner' şeklinde görüşler var. Eğri kıkırdak düzeltildiğinde eski haline dönmemesi için artık birçok yeni teknik geliştirildi. Deviasyon ameliyatında eğri olan kısımları çizik atarak ya da eğri kısmı çok küçük parçalar halinde çıkararak veya düzeltip yeniden yerleştirerek düzeltiyoruz. Bu eğriliklerin bir daha geri dönüşü olmadan kesin çözülmesi için eğrilik olan bölgeye başka bir kıkırdaktan destek de koyabiliyoruz. Eğer burnun kıkırdak dokusu yeterli olmazsa kulaktan, kaburgalarda bulunan kıkırdaktan parça alıp eğrilik olan bölgeye naklediyoruz”

BURUNDAKİ ETLER İÇİN SOĞUK ABLASYON YÖNTEMİ 

Prof. Dr. Karaşen, burun tıkanıklığına sadece deviasyonun neden olmadığını, burun içinde et büyümesi denilen durumda da sıkıntıların yaşandığını kaydetti.
Burun içinde bu dokuların büyümesi halinde burun pasajının daralarak nefes almanın zorlaştığını anlatan Prof. Dr. Murat Karaşen, şu bilgileri verdi:
“Bu durumda kliniğimizde son teknolojileri kullanıyoruz. Burundaki et büyümesinin soğuk ablasyon denilen yöntemle enerji vererek büzüp küçültüyoruz. Yöntemin en önemli avantajı bu dokuların çıkarılması sırasında burnun işlev gören dokusunun korunması. Radyo frekansa göre daha üstün bir teknolojiye sahip olan bu yöntemi bir süredir uyguluyor ve çok başarılı sonuçlar alıyoruz. Radyo frekansta dokuya verdiğimiz ısı 75-80 derece olduğundan çevre dokulara zarar verebilir. Ancak soğuk ablasyonda 40-45 derece sıcaklıkta enerji verildiği için çevre dokular korunuyor. Bu dokuların yeniden büyümemesi için de işlemi birkaç kez tekrarlayabiliriz.”

4 Ocak 2013 Cuma

Alerjik rinitin belirtileri

Bahar aylarının başladığı şu günlerde özellikle alerjik rinitlerin ihmal edilmemesi gerektiği belirtildi.

Kuranel, "Yanlış olarak 'saman nezlesi' olarak da bilinen, burnun alerjik reaksiyonu yıl boyunca görülmekle birlikte, ilkbahar aylarında ağaç, çiçek ve çimen polenlerinin artması nedeniyle hız kazanır ve belirtiler belirgin hale gelir. Polenler nefes yoluyla ağızdan, burundan girince vücut bunları zararlı madde gibi algılıyor. Bu durum halk arasında 'saman nezlesi' olarak bilinen alerjik rinite neden oluyor. Alerjik rinit solunum yolu mukozasının dışarıdan gelen ve solunum yoluna giren maddelere karşı aşırı reaksiyonu olarak tanımlanabilir. Hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, gözlerde kızarma ve kaşıntı, baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkıyor. Hatta bazı insanlar da bir ileri aşamasında akciğerler de etkilenerek astım ataklarına sebep olabiliyor. Aslında alerjik rinit ve astım aynı havayolu mukozasının hastalığıdır. Mevsimsel alerjik rinit, semptomların yoğun seyretmesiyle yaşam kalitesini belirgin olarak düşürür. İş ve okul performansını olumsuz etkiler. Uyku kalitesini düşürerek, buna bağlı ek problemler ortaya çıkarır. Astımı olanlarda astım ataklarını tetikleyebilir. Sinüzite ve özellikle çocuklarda kulak enfeksiyonlarına zemin hazırlayabilir. Tanıda en değerli kriterler hastalığın öyküsü ve fizik muayene bulgularıdır. Gerekiyorsa cilt testleri veya özellikle çocuklarda kanda bakılan alerji testleri uygulanabilir" ifadelerini kullandı. Alerjik rinitin herhangi bir yaşta başlayabildiğini ancak çocukluk ve gençlik dönemlerinde ortaya çıkışının daha sık görülen bir durum olduğunu belirten Opr. Dr. Şinasi Kuranel, öncelikle alerjik rinitin sebebini bulmanın yani hastanın neye alerjisi olduğunu tespit etmenin tedavi için hayati önem taşıdığını vurgulayıp, şu bilgileri verdi: "Mevsimsel alerjik rinitte alerjene maruziyetten kaçınmak çok önemlidir. Bunun için alınabilecek önlemler şöyle sıralanabilir: Polen mevsimlerinde kapı ve pencerelerin kapalı tutulması Çamaşırların bu mevsimlerde dışarı asılmaması (Polenler çarşaf, havlu ve kıyafetlere yerleşebilir) Evde, işte ve arabada filtreli klima ve havalandırma sistemleri kullanılması Alerjenlerin en yaygın olduğu sabah saatlerinde mümkünse dışarı çıkılmaması, zorunluysa maske takılarak çıkılması Bu dönemlerde bahçe işlerinden uzak durulması Tüm önlemlere rağmen alerjenlerden her zaman uzak kalmak mümkün olmayabilir. Çünkü çoğunlukla ev tozu akarı, polenler, mantar sporları gibi kaçınılamayacak alerjenler alerjinin sebebi olabilir. Bu durumda semptomları azaltacak burun spreyi ve tabletler şeklinde çeşitli ilaçlar doktor önerisiyle kullanılmalıdır".
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız